Skolyoz Nedir?
Skolyoz, omurganın 10 dereceden fazla yanal eğrilik ile tanımlanan yapısal üç boyutlu bir deformitesidir. Normalde omurga, düz ve yukarıdan aşağıya doğru sıralanmış omur kemiklerinden oluşur. Ancak bu deformitenin görüldüğü durumunda, omurga bu düz çizgi yerine S veya C şeklinde eğrilmektedir. Eğriliğin gelişimi ve ilerlemesi büyüme ile ilişkilidir. Büyüme atakları dönemlerinde hızlanır. Kızlarda menarş döneminin başı , erkeklerde ise puberte özellikleri görülmesi eğriliğin değişimini takip etmemiz için önemlidir. Bu deformite kız çocuklarında erkeklere oranla 8-10 kat daha fazla görülür.
Skolyoz tüm yaşlarda görülebilir. Küçük yaşta başlayan deformiteler olduğu gibi erişkinlerde de ergenlikten itibaren var olan veya yeni ortaya çıkan erişkin skolyozu görülebilir.
Skolyoz omurganın yapısal problemleri, nöromusküler problemler, bacak kısalığı gibi nedenlerle de oluşabilir ancak skolyozun oldukça büyük bir kısmı (>%80) idiopatiktir (nedeni bilinmemektedir). Skolyozun birden çok nedeni olabilir ve çoğu zaman birden fazla sebebin birleşimi ile ortaya çıkar. Etyolojik çalışmalar idiopatik skolyozun kesin nedenini halen ortaya koyamamaktadır. Bu deformite, fizyolojik dengenin bozulması sonucu ortaya çıkan bir sendrom olarak kabul edilmektedir ve hastalık kategorisinde tanımlanmaz.
İçindekiler
Skolyoz Belirtileri Nelerdir?
Bu deformite çoğu zaman hiçbir bulgu vermeden ilerleyebilir. Klinikte idiopatik skolyoz genellikle ağrılı değildir.Fakat esneklik kaybı olan, omurga fonksiyonelliği azalmış, karın ve sırt kasları zayıf olan kişilerde bazen harekete bağlı ağrı ile karşılaşılabilir.
Bu deformiteye sahip bireylerde
- iki omuz arasında asimetri
- bir kürek kemiği diğer kürek kemiğinden daha yüksekte veya belirgin
- bel veya sırtta asimetri
- bacak boyu eşitsizliği
- aşırı bel oyuntusu
- kişi öne eğildiğinde bir tarafın daha yüksekte kalması
- nefes darlığı
- dik durmada zorluk
- sırt ağrısı
- kişi kıyafetini giydiğinde üzerine tam oturmaması
- kalça asimetrisi
gibi fiziksel bulgu/bulgular görülür.
Bu durum ya farklı amaçlar için çekilen röntgenler sırasında farkedilir ya da aileler bahsettiğimiz belirtilerden bazılarını gözlemleyerek kliniğe başvuru yaparlar. Belirtilen bulgulardan bir veya birkaçına sahipseniz bu ortopedik alanda uzman hekimlere, fizyoterapistlere veya kliniklere başvurabilirsiniz.
Skolyoz Tedavisi Nasıl Yapılır?
Skolyoz da tedavi seçenekleri kişinin mevcut deformitesinin derecesine, eğriliğin tipine, kişinin yaşına ve omurganın fonksiyonel yapısına göre ameliyatlı ya da ameliyatsız olarak ikiye ayrılır. Erken ve düşük açıda tespit edildiyse kişi konservatif (ameliyatsız) tedaviler için adaydır.
Konservatif olmayan tedavide genellikle omurga deformitelerini düzeltmek için ameliyat gerekir, ancak bu yöntemler risksiz değildir.
Fizyoterapi gibi konservatif tedaviler, eğriliğe özel egzersizler, eşzamanlı korse ile veya korse olmaksızın, 50̊ den az eğrisi olan hastalar için kullanılır. Bu deformitenin tedavisinde ana amaç eğriliğin ilerlemesinin önüne geçmek, kişinin omurgasının fonksiyonelliğini korumak, kozmetik kötüleşmeyi kontrol altına almak ve cerrahinin önüne geçebilmektir. Kişilerin fiziksel durumu buna uygunsa omurga eğriliğinde azalma sağlanır.
Skolyozda Tedavi Gerektiren Durumlar:
20 derecenin üzerindeki herhangi bir eğri fizyoterapist özelinde bir takip gerektirir.
Eğri boyutunda 6 ay içinde 5°’lik veya 1 yıl içinde 10°’lik bir artış olması klinik açıdan önemli bir gelişme olarak kabul edilir. Tedavi, eğrilikte ilerleme olduğunda veya ilk durumda eğri büyükse başlamalıdır. Konjenital (doğuştan olan) deformite gibi ciddi sonuçları olan ve ilerleyişin öngörülebilir olduğu durumlarda cerrahi ilk tedavi olabilir.
Skolyozda Korse Tedavisi Nedir?
Korse tedavisi, vücuda dışarıdan uygulanan sabit destek ve uygun elastik bantların kullanılmasıyla gerçekleştirilen bir yöntemdir. Özellikle üç boyutlu deformitenin mevcut olduğu durumlarda mutlaka kullanılmalıdır.
Korse tedavisinin temel hedefleri şunlardır:
- Eğrilik açısının ilerlemesini engellemek veya sınırlamak.
- Cerrahi müdahale ihtiyacını azaltmak.
- Skolyozun derecesini, büyüme ve gelişme döneminde kabul edilebilir bir seviyede tutarak ilerleme riskini minimize etmektir.
Korse İçin Hasta Seçimi
İlerleyici idiyopatik skolyoz vakalarında, Cobb açısı 25° ile 45° arasında olduğunda, korse tedavisi önerilebilir.
Genel olarak, korse kullanımının düşünüldüğü durumlar şunlar olabilir:
- Eğrilik derecesi 25° ile 30° arasında olan ve progresyon gösteren vakalar.
- Cobb açısı 30° ile 40° veya 45° derece arasında bulunan eğrilik durumları.
- Kemik gelişimi tamamlanmamış olmalıdır ve bunun için en az 1 yıl süre gereklidir.
- Risser belirteci 3 veya daha düşük seviyede olmalıdır.
- Deformitesi olan kişi ve ailesi tedaviye uyumlu olmalıdır.
Bu şartlar altında, korse tedavisi düşünülebilir.
Ancak eğriliğin konservatif tedavisinde korse kullanımına karar vermede sadece eğriliğin büyüklüğünü (Cobb açısı) göz önünde bulundurmak yeterli olmamaktadır. Yaş, menarş, cinsiyet, eğriliğin paterni, kemik gelişim seviyesi gibi eğriliğin ilerleyişini etkileyen faktörlerin de ele alınması gerekmektedir .
Korse ile birlikte yapılan günde 35-40 dakikalık stabilizasyon ve mobilizasyon egzersizleri korsenin etkinliğini artırır ve omurga deformitesi üzerinde iyileştirici etki gösterir. Bunun yanı sıra düzenli egzersiz uygulamaları ile desteklenen korse kullanımı, deformitenin tedavisinde cerrahi girişim gerekliliğini büyük oranda azaltır. Ameliyat sonrası ağrıyı kontrol altına almaya ve omurga fonksiyonunu desteklemeye yardımcı olur.
Skolyoz Egzersizleri ve Schroth Yöntemi
Günümüzde bir çok hasta özellikle hafif ve orta dereceli eğriliklerde (10-25°) gözlem aşamasında pasif kalmaktan hoşnut olmamaktadır. Benzer şekilde korse uygulanan hastalar da korse tedavisi boyunca başka bir şey yapmamanın yetersiz olacağını düşünmekte, aktif bir tedavi yöntemini istemektedir.
Bu amaçla skolyoz spesifik egzersiz programları oluşturulmuş ve bu programların eğriliğin ilerlemesinin engellenmesi, solunum problemlerinin engellenmesi veya tedavisi, gövde rotasyonun azaltılması, ağrının azaltılması, cerrahi tedavi ihtiyacının azaltılması ve yaşam kalitesinin geliştirmesi konularında etkili olduğu çeşitli çalışmalarla ortaya konulmuştur.
Skolyoz spesifik egzersiz programları farklı okullarda,farklı şekillerde ve farklı korse uygulamaları ile birlikte yapılmaktadır. Skolyoz spesifik egzersiz programları ayrıca hasta eğitimi, ayakta durma ve oturma eğitimi ve günlük yaşam aktivitelerinin modifikasyonu gibi eğitim programını da içermektedir. Ayrıca her bir skolyoz egzersiz okulu kendisine özgü bir sınıflandırma sistemi oluşturmuş ve tedavi şeklini bu sınıflandırma doğrultusunda yönlendirmiştir. Başlıca skolyoz egzersiz okulları; Lyon (Fransa), Schroth (Almanya), SEAS (İtalya), Barselona (İspanya), Dobomed (Polonya), Side Shift (İngiltere) ve FITS (Polonya) olarak sayılabilir.
Schroth Yöntemi Nedir?
Skolyoz spesifik egzersiz programlarından en sık kullanılanı ve üzerine en çok çalışma yapılanı Schroth yöntemidir. Schroth yöntemi 1920’de Katherina Schroth tarafından Almanya’nın Doğu Bölgesi’nde bulunan Meissen’de geliştirilmiştir. Asklepios Katherina Schroth Omurga Deformiteleri merkezinde halen faaliyet gösteren, yılda yaklaşık 3.000 eğrilik vakasının tedavisi ile sürekli güncellenmekte olan tedavi yaklaşımlarındandır.
Schroth yaklaşımı öncelikle adolesan idiyopatik türlerde ve daha ileri yaşlarda görülen idiyopatik skolyoz için geliştirilirken, erken başlangıçlı eğriliklerde ve yetişkinler için modifiye edilmiş hareketlerle bir tedavi programı uygulamaktadır. Ayrıca bu yöntem mevcut omurga eğriliğine ek olarak scheurmann kifozu (kamburluk) ve lordoz (bel çukuru) gibi sagital düzlemde meydana gelen omurga problemleri içinde kullanılmaktadır .
Schroth yaklaşımı, vücudu bloklara bölerek adlandıran bir sınıflandırma sistemi kullanmaktadır. Bu bloklar normalde sakral çizgiye dik olarak hizalanırken, etkilenen bölgelerde kayma yönüne göre bir dörtgenden yamuk şekline dönüşür. Büyük harfler vücut blokları küçük harfler ise sapma yönünü belirlemektedir. Schroth sınıflandırma sistemi, omurgadaki sapma yönünü, rotasyonun yönünü belirlemede ve tedavi şemasını oluşturmada net bir yönlendirme sağlamaktadır
Bu yöntemin temel amacı postüral düzeltmeyi gövde kaslarıyla, dinamik pasif kuvvetlerle (fizyoterapistin el yardımı ya da dinamik sistemler) ve statik kuvvetlerle (pirinç torbaları kullanarak pasif düzeltme sağlanması) sürdürebilmesini sağlamaktır. Bu amaçla fizyoterapist, hastayı eğitmek için farklı yöntemler uygulayabilir. Hastaya küçük düzeltmeleri nasıl gerçekleştireceği ve bunu farklı postürlerde nasıl koruyacağı veya denge reaksiyon kuvvetinden nasıl yararlanacağı öğretilir. Aktif aksiyal elongasyon(uzama) ve Schroth ezgersizlerinin temelini oluşturan rotasyonel solunum egzersizlerinin uygulanması, tüm egzersizler sırasında oldukça önemlidir
Schroth yönteminin eğrilik açısının progresyonunu durdurduğu, eğrilik açısını azalttığı, Scheuermann kifozunu azalttığı, korse ve cerrahi gereksinimini ve ağrıyı azalttığı, vital (solunum) kapasiteyi ve yaşam kalitesini arttırdığı, egzersizler uygulandıktan sonra 3 yıl takip edilen hastaların eğriliklerinde herhangi bir artış olmadığı literatürde gösterilmiştir. Schroth egzersizleri korse ile birlikte uygulandığında da deformitede daha belirgin bir düzeltme elde edildiği de rapor edilmiştir.
Schroth Tedavisi Fiyatları
Schroth tedavisi fiyatları terapiyi sürdüren uzmanın tecrübesine, aldığı eğitimlere, kliniğin lokasyonuna ve kişinin omurga deformitesinin hangi boyutta olduğuna göre değişkenlik göstermektedir. Bu tedavi metodunu seansını 800 TL’ye yapan yerler ve terapistler olduğu gibi 1800 TL ye yapan merkezler de mevcuttur. Ekim 2023 itibariyle kliniğimizde schroth tedavisi fiyatları seans bası 1200 TL, paket halinde alınması takdirde 10 seans 11000 TL olarak ücretlendirilmektedir. Düzenli olarak web sitemizdeki fiyatları güncel tutmaya çalışmakla birlikte kesin bilgi almak için bize whatsapp veya telefon araması yoluyla ulaşıp, doğru bilgi alabilirsiniz.
Skolyoz Ameliyatı
Skolyozda cerrahi tedavi seçeneği eğriliğin derecesine bakılarak alınabilir. Bu eğriliğe bakarken mutlaka sorulması gereken soru “bu mevcut açıda ilerleme olacak mı?”. Ergenlik döneminde büyüme ve gelişmesi devam eden çocuklarda deformite açısını düzeltmek ve ilerlemesini engellemek için skolyoz ameliyatı gerekli olabilir.
Ergenlik döneminde boy uzaması devam eden çocuklar için takip edilen tedavi planı şu şekildedir;
- Eğriliğin açısı 0-20 derece arası olanlarda klinik takip ve egzersiz tedavisi
- Eğriliğin açısı 20-45 derece arasında korse tedavisi ve schroth metodu
- Eğriliğin açısı 45 derece ve üzerindeki açılarda cerrahi tedavidi uygulanır.
Ergenlik dönemini tamamlamış ve boy uzaması durmuş yetişkinlerde ise 0 – 40 derece arası eğriliklerin ilerleme riski yoktur veya çok düşüktür. Bu yüzden uzama dönemi bitmiş olan yetişkin bireylerde cerrahi kararı torasik (sırt bölgesi) bölge için 45-50 derece üzeri ve lomber (bel bölgesi) bölge için 40 derece üzerindeki skolyoz açıları mevcutsa verilir.
Eğrilik dereceleri dışında ameliyat kararında neler etkilidir?
Skolyoz ameliyatı, mevcut eğriliğin derecesi, ilerlemesi, hastanın yaşam kalitesi, ağrı seviyesi ve diğer faktörlere bağlı olarak belirlenir. Ameliyat kararı, hastanın özgün durumuna göre alınır ve her hasta için farklı olabilir. İşte cerrahi ameliyatın düşünüldüğü durumlar:
- Deformite Derecesi: Deformite derecesi, ameliyat gerekliliğini belirlemede önemli bir faktördür. Tipik olarak, deformitenin derecesi 40-45 derece veya daha fazla ise cerrahi müdahale düşünülebilir.
- Eğriliğin Hızlı İlerlemesi: Eğer eğriliğin derecesi hızla ilerliyorsa, özellikle kişi hızlı büyüme yani boy atma dönemindeyse, ameliyat daha erken düşünülebilir.
- Ağrı ve Yaşam Kalitesi: Mevcut deformite şiddetli ağrıya ve yaşam kalitesinin düşmesine neden oluyorsa, ameliyat bir seçenek olabilir.
- Kifoz ve Diğer Faktörler: Eğriliğe ek olarak kifoz veya diğer omurga problemleri eşlik ediyorsa, cerrahi müdahale gerekebilir.
- Konservatif Tedavilere Yanıt Vermeme: Korse tedavisi veya fizik tedavi gibi konservatif yöntemlere rağmen eğriliğin açısı düzelmiyorsa veya ilerliyorsa, ameliyat düşünülebilir.
- Psikososyal Faktörler: Deformite, hastanın psikolojik ve sosyal yaşamını olumsuz etkiliyorsa, bu da ameliyat kararını etkileyebilir.
- Hasta Yaşı: Hasta büyüme çağındaysa, omurganın büyüme potansiyeli göz önüne alınarak ameliyat zamanlaması yapılabilir.
Ameliyat kararı, hastanın doktoru veya bir omurga cerrahı tarafından dikkatlice değerlendirilir. Her hasta için özgün bir yaklaşım gerektiğinden, skolyoz ameliyatının ne zaman yapılacağına ilişkin kesin kurallar yoktur. Bu nedenle, her durumda hastanın doktoru ile yakın bir işbirliği içinde karar verilmelidir.
Cerrahi Müdahale Sonrası Tedavi
Skolyoz ameliyatı sonrası tedavi, cerrahi müdahalenin başarılı bir şekilde tamamlanmasını ve hastanın iyileşmesini desteklemek amacıyla önemlidir. İşte ameliyat sonrası tedavi sürecinin temel bileşenleri:
- Rehabilitasyon ve Fizik Tedavi: Ameliyat sonrası, hastanın omurga bölgesini güçlendirmek, esnekliği geri kazanmak ve doğru vücut mekaniği sağlamak için rehabilitasyon ve fizik tedavi programları uygulanabilir. Bu programlar, kas gücünü artırmaya ve omurga pozisyonunu düzeltmeye yöneliktir.
- Ağrı Yönetimi: Ameliyat sonrası dönemde ağrı yönetimi büyük bir önem taşır. Doktorlar genellikle ağrı kesiciler ve ağrıyı kontrol etmek için diğer ilaçlar reçete ederler.
- Düzenli Takip ve Kontroller: Skolyoz ameliyatı sonrasında hastaların düzenli olarak doktorlarıyla takip ve kontrol randevularına gitmeleri önemlidir. Bu kontroller, omurganın doğru bir şekilde iyileştiğini ve herhangi bir komplikasyonun erken teşhis edilmesini sağlar.
- Fiziksel Aktivite ve Egzersiz: Doktorun önerdiği şekilde, ameliyat sonrası dönemde fiziksel aktivite ve egzersizlerin düzenli olarak yapılması, kasların güçlenmesine ve omurganın stabilitesinin korunmasına yardımcı olabilir.
- Koruyucu Önlemler: Ameliyat sonrası dönemde hastaların ağır kaldırmaktan veya omurga bölgesine fazla baskı yapmaktan kaçınmaları önemlidir. Özellikle ameliyat sonrası ilk birkaç ayda dikkatli olunmalıdır.
- Beslenme ve Sağlıklı Yaşam Tarzı: Sağlıklı bir beslenme ve yaşam tarzı, iyileşme sürecini destekler. Yeterli beslenme, kemik sağlığına katkıda bulunabilir.
Ameliyat sonrası tedavi süreci, her hastanın özel ihtiyaçlarına ve ameliyatın türüne bağlı olarak farklılık gösterebilir. Bu nedenle, tedavi planı ve öneriler, bir uzman doktor tarafından hastaya özgün olarak belirlenmelidir.