Kemik iliği ödemi ile kemik ödemi birbirinden farklı olmayan, aynı sakatlığa verilen iki farklı isimdir. Kemik iliği ödemi çoğunlukla bir travma sonrası görülen nadiren de uzun süre tekrarlayan hareketler sonucu ortaya çıkan ağrılı bir durumdur. Bazı durumlarda hızlı iyileşen ancak bazen de oldukça inatçı hale gelip aylarca geçmeyen bir ağrıya yol açar. Bu yazı sonrasında kemik ödeminin iyileşme sürecine dair kesin bir fikriniz olacak. Aylarca sürmüşse bile bu yazıdan sonra kemil iliği ödemi tedavisinde nelere dikkat etmeniz gerektiğini çok iyi anlayacaksınız.
Her şeyden önce bilmeniz gerekir ki bu sakatlık kesinlikle ameliyat veya enjeksiyon tedavisine ihtiyaç duymaz. Israrcı ve uzun süren kemik iliği ödemi ağrısı, çoğu zaman tedavi sürecinin doğru yönetilememesinden kaynaklı uzar. Eğer tedavi süreci doğru yönetilirse ağrı ve şikayetler kolaylıkla ortadan kalkar. Bu durum bazen farklı sakatlıklar ile birlikte de görülebilir. Kondromalazi patella probleminde diz kapağında kemik ödemi görülebilir. Tedavi sürecini iyi anlamak için öncelikle vücutta bir bölge yaralandığı zaman neler olur onu anlamamız gerekir. Daha sonra bu sürecin kemik iliği ödeminde nasıl olduğuna bakacağız ve bütün soru işaretlerini ortadan kaldıracağız.
İçindekiler
Kemik iliği ödemi nasıl oluşur?
Vücutta bir bölge anormal yük aldığı zaman bütünlüğünü kaybeder ve aldığı yüke göre yırtılır, ezilir veya burkulur. Bölgede bu tip bir yaralanma meydana geldiği anda oradaki damarlar da zarar görerek yırtılır. Yırtılan damarlar sonucunda bölgede bir kanama meydana gelir. Kanama ile birlikte o bölgede kan ve kan ile birlikte taşınan plazma sıvısı birikir. İşte bu biriken sıvıya ödem denilir. Ödem ile birlikte bölgede bulunan sinir uçları hassaslaşmaya başlar. Bu hassaslaşma sonucunda bölgeye tekrar bir yük geldiği zaman ağrılı bir uyarıyı beyne iletir. Bu nedenle yara bölgesine dokunduğunuz zaman acı hissi duyarsınız ve tekrar o acıyı hissetmemek için o bölgeyi korumaya çalışırsınız. Böylece bir süre yükten uzak kalan yara bölgesi kademeli olarak iyileşmeye başlar. Sağlıklı bir iyileşme için, zarar gören bölgenin iyileşme sürecinde doğrudan yük almaması gerekir.
Damar dışında kan ve plazma biriktiği zaman o bölgede iyileşme süreci başlar. İlk olarak damar dışına çıkan kan pıhtılaşmaya başlar. Vücutta bir bölgede pıhtılaşma başladıktan sonra kanda dolaşan immün sistem hücreleri o bölgede toplanmaya ve iyileşme sürecini yönetmeye başlar. İlk etapta bakteri ve virüslerle savaşan hücreler gelir ve olası bir enfeksiyona karşı yara bölgesini korumaya çalışır. Bu nedenle açık yaraların dezenfekte edilmesi gerekir. İmmün sistemin kapasitesinin üzerinde bakteri bölgeye gelirse bölgede enfeksiyon başlar ve yara giderek büyür.
İmmün sistem bölgeyi temizledikten sonra sıra temizleyici immün hücrelerine gelir. Bu hücreler bölgede yaralanan ve artık işe yaramaz hale gelen dokuları temizlemeye başlar. Bu sayede yeni iyileşecek dokuya ortam hazırlanır. Hücreler temizledikleri her bölgeye tamir hücrelerini çağıracak bir hormon salgılar. Tamir hücreleri de bölgede hormonların olduğu yerlerde yeniden inşa sürecine başlar. Yaralanan dokuya uygun olarak tekrar boşlukları doldurur ve dokunun eski hale gelmesini sağlar. Eğer bölge deri ise, deri tamir eder. Eğer ezilen bölge kemik ise kemik dokusu oluşturur. Eğer bölge bir kas ise kasları birbirine bağlayacak köprüler inşa eder.
Her dokunun inşa malzemesi ve aldığı yük birbirinden farklı olduğu için her dokunun iyileşme süresi de birbirinden farklıdır. Deride görülen yaralanmalar hızlı sürerken kemik oluşumu çok daha yavaş sürdüğü için kemik hasarlarında iyileşme daha uzun sürer.
Kemik dokunun yaralanması
Kemiklerimiz kompresyon yüküne karşı dirençlidir. Kemiklerin iç mimarisi bulunduğu bölgeden yükün geçtiği yöne doğru hizalanır. Aşağıdaki resimde kemiğin iç organizasyonunun nasıl olduğunu ve yüke göre nasıl hizalandığını görebilirsiniz. Bu köprüler sayesinde kemik, bu yükleri üzerinde zarar görmeden taşımasını sağlar.
Bu sayede vücut ağırlığımız kemikler üzerinden taşınır. Eğer kompesyon yükü kemiğin kapasitesinin üzerinde çıkarsa ilk olarak kemik içinde mikro çatlaklar oluşur. Bu çatlaklarla birlikte kemik içindeki köprüler yıkılmıştır. Bu çoğu zaman istisna bir durum olur ve bazen hiçbir ağrıya yol açmaz. Mikro çatlaklar vücut tarafından tamir edilir ve biz hiçbir şey hissetmeden hayatımıza devam ederiz. Ancak bu mikro çatlaklar çoğalır ve kemiğin içindeki damarlara zarar verirse işte o zaman sorun başlar. Damarların yırtılması ise birlikte bölgede kanama başlar ve kanama ile birlikte ödem oluşur.
Kemik içinde meydana gelen ödem, kemik içindeki sinir uçlarının hassaslaşmasına yol açar. Bu da kemik üzerinde bir yük bindiği zaman, sinir uçlarının beyne ağrı sinyali yollamasına neden olur. Bunun sebebi, çatlakların olduğu bölgeye yük binmesi o bölgede yeni kemik doku oluşumunun engellenmesidir. O bölgede çatlayan mikro kemiklerin tamir edilebilmesi için, bölgenin bir süre yük almaması gerekir. Her yük bindiğinde, oluşturulan ince köprüler yıkılır ve kemik iliği ödeminin sürekli tekrarlamasına neden olur. Bu nedenle ağrı duyusu vardır ve esasında kemiği korumaya çalışır.
Kemik iliği ödemi nasıl iyileşir?
Kemik ödeminin geçmesi için bölgede çatlama sonucu yıkılan kemik köprülerinin sağlıklı bir şekilde yeniden oluşması gerekir. Bu sürecin ne kadar zaman alacağı tamamen hangi kemikte, ne büyüklükte ödem olduğuna bağlı olarak değişir. Büyük kemik ödemi 8-10 hafta kadar yükten korunmayı gerektirebilirken, küçük ödemlerde bu süre 2-3 hafta ile sınırlı kalabilir. Kemik ödemi varken, kemiğe yüklenilmediği zaman tamir hücreleri bölgede kemik köprülerini yavaş yavaş tekrar oluşturur. İlk köprü atıldıktan sonra kemiğin aldığı yüke göre köprü kademeli olarak güçlendirilir. Bu güçlendirme sayesinde o bölgede tekrar büyük bir yük geldiğinde kemiğin daha dirençli olmasını sağlar. Yani çatlayan bölge, doğru tedavi edilirse eskisinden daha güçlü hale gelir.
Kemik iliği ödeminde fizik tedavi
Kemik ödemi veya kemik iliği ödemi durumunda fizik tedavide en önemli şey yaralanmanın büyüklüğünü doğru tespit etmektir. Bu her şeyden daha önemlidir. Çünkü hafife alınan bir kemik iliği ödemi, sürekli tekrarlayan ağrıya yol açarak hastaların psikolojik olarak çökmesine ve umutsuzluğa kapılmasına yol açar.
Kemik ödemi olan kemiğin, bulunduğu bölgeye bakılarak hangi yüklere maruz kaldığına bakılır. Örneğin talus kemik iliği ödemi durumunda ayak üzerine basmamak gerekir. Akromion kemik iiliği ödeminde baş üstü hareketler ve omuza asılan çantalardan uzak durmak gerekir. Kuyruk sokumunda kemik iliği ödemi olanların otururken simit yastık kullanması gerekir. Her kemiğin anatomik yapısı ve aldığı yüke göre hastaların davranışları düzenlenir. Böylece o bölgede iyileşme için gerekli ortam sağlanmış olur.
Tedavi süreci çoğunlukla haftada 1 olarak planlanır ve ağrı takibi yapılır. Ağrı takibi için provakatif ve ağrıya yol açan bir hareket veya test belirlenir. Her seans bu provakatif ağrı test edilir ve iyileşme süreci takibe alınır. Eğer iki seans arası iyileşme gözlemlenmezse alternatif sakatlık ihtimalleri göz önüne alınır veya hastanın günlük yaşamında farkında olmadan bölgeye nasıl yüklendiği tespit edilmeye çalışılır. Bu şekilde temel akut evre geçildikten sonra tedavinin ikinci kısmına geçilir.
İkinci kısma geçmeden önce mutlaka kemiğin, günlük yaşam aktivitelerinde ağrıya yol açmayacak kadar iyileştiğinden emin olunur. İyileşme bu seviyeye geldiktek sonra egzersiz ve manuel terapi süreci başlar.
Uzun süre yük almayan veya hareket etmeyen bölgede eklem hareket kısıtlılıkları ve kas güçsüzlüğü meydana gelir. Örneğin talus kemik iliği ödemi hastası 6 hafta ayak üzerine basmadığı durumda ayak bileği kasları zayıflar ve dorsifleksiyon denilen harekette kısıtlılık meydana gelebilir. Bu durumda eklemi tekrar açmaya yönelik manuel terapi yapılır. Kaslar, bölgeye zarar vermeyecek şekilde yatar pozisyonda güçlendirilir. Daha sonra ayakta egzersizlere geçilir ve ayak bileğinin burkulmaması için denge egzersizleri yaptırılır.
Kemik iliği ödemi hakkında sıkça sorulan sorular
Kemik iliği ödemi ne zaman geçer?
Bu tamamen ödemin büyüklüğüne bağlı olarak değişmektedir. Ödemin büyüklüğü mr görüntülemesinde görülür. Burada ne kadar büyük olduğuna bağlı olarak ortalama bir iyileşme süreci söylenebilir. Görüntüleme olmadan ne kadar sürede iyileşeceğini söylemek mümkün değildir.
Kemik iliği ödemi nasıl olur?
Çoğunlukla bir travma ile oluşur. Ayak bileği burkulması, düşme, ağır bir yükün kemik üzerine çarpması gibi olaylar sonucunda kemikte ödem meydana gelir. Bunun dışında yaşlanma ile birlikte kemik yoğunluğunun azalması sonucu zayıflayan kemiklerde kilo artışı eşlik ederse bu durumda kemik ödemi oluşabilir. Nadiren görülen şeklinde ise, uzun süre spor yapan sporcularda tekrarlayan stres(koşu, bisiklet, ip atlama vb) en çok yük binen bölgede görülebilir.
Kemik iliği ödemine buz iyi gelir mi?
Buz uygulaması kemik içine işleyecek kadar uzun süre yapılması mümkün değildir. Buz ödemi azaltmaya yardımcı olmaz. Ancak buzun ağrı kesici özelliği bulunmaktadır. Sinir uçları soğuk uygulamaya belli bir süre maruz kaldığı zaman ağrıyı iletmemeye başlarlar. Bu durumda kişilerin rahatlamasını sağlar. Ancak iyileştirici özelliğinden ziyade ağrı kesici olarak kullanılabilir. Kemik ödeminde en önemli şey, kişinin bölgeye yük bindirmekten kaçınmasıdır. Buz sonrası ağrı olmaması o bölgeye rahatça yüklenilebileceği anlamına gelmez.
Ödem kemiğe zarar verir mi?
Ödemin kendisi kemiğe zarar vermez. Kemik zarar görüdüğünde ödem oluşur. Bu ödemin temel amacı bölgede iyileşmeyi başlatmaktır. Kendi başına ödem kemiğe zarar vermez. Çok uzun süre kalan ödem bölgede burada bulunan hücrelerin ölmesine yol açar. Zamanla ölen hücreler yağ hücrelerine dönüşür ve yağ infiltrasyonu denilen bir durum oluşur. Bu durum da ilerlerse kemikte kırıklar ve nekroze doku oluşumuna yol açar. Bu nedenle tedavinin zaman kaybedilmeden doğru bir şekilde yapılması gerekir.
Gerçekten çok güzel ve aydınlatıcı bir yazı olmuş ellerinize sağlık. Bende burkulma sonrası kemik ödemi oluştu demişti doktor bey. Mr sonucuma bakıp. 3ay koşmak ziplamak yok dedi Ve bir enjeksiyon iğnesi aldım ve ortopedi doktorum o ödemli ekleme enjeksiyonu yaptı. 3ay sonra gel dedi. Bakalım artık… Herkese esenlikler.
Kardeşim son durumun nedir?
Ben de 5-6 ay önce göğüs ağrısıyla doktora gittim. “Soğuk algınlığı ağrısıdır geçer” diyerek 2-3 defa Göğüs hastalıkları,kemik hastalıkları ve en son fizik tedavi bölümüne geldim. Fizik tedavi bölümündeki doktor sağolsun daha çok ilgilendi. Göğüste gerilirken çıtlama, kütleme kıtlama ağrılı bir şekilde meydana geliyordu. Hareket ederken sağa sola dönerken yatakta ağrı oluyordu. Tietz sendromu şüphesi vardı ve ben de araştırma yaparken aynı bulgulara denk gelmiştim. MR çekildim ve “Kemik iliğinde ödem” olduğu raporlanmisti. Herhangi bir spor ve ağır iş yapmıyorum şuan. İlaç kullanıyorum ve 3 hafta sonra tekrar kontrole gidicem. Bu durumu yaşayan var mı?
@gunesbeyfr