Sakroiliak eklem disfonksiyonu, omurganın pelvis denilen leğen kemiği bölgesine bağlandığı bölge olan sakroiliak eklemde görülen bir durumdur. Omurga üzerine binen bütün yüklerin yerçekimi kuvveti bu noktadan geçer. Buradan leğen kemiğine geçen yük, kalça-diz-ayak üzerinden yere aktarılır. Omurgada bel bölgesinden sonra en çok yük binen bölge bu bölgedir. Bölgeye binen yüksek yük nedeniyle hareketliliği diğer bölgelere kıyasla daha azdır. Yapılan çalışmalar sakroiliak eklem bölgesinin hareket açıklığının yalnızca 6 derece olduğunu bulmuştur.
Kaynak: Weisl H. The movements of the sacroiliac joint. Acta Anat (Basel).1955;23:80-91.
Bu kısıtlı hareket sakroiliak eklemin sağlamlığını arttırırken aynı zamanda klinikte hareketliliğinin test edilmesini zorlaştırmaktadır. Örneğin 6 derece normal eklem hareketinin 4 dereceye düşmesini test edebilmek için oldukça spesifik testlerin yapılması gerekir. Aksi halde bel bölgesi veya kalça bölgesindeki bir hareketlilik, sakroiliak eklem bölgesindeki kısıtlılığı saklayabilir veya problemin bu bölgeden kaynaklanıp kaynaklanmadığına dair değerlendirmeyi yanıltabilir. Sakroiliak eklem değerlendirmesi yalnızca klinik testlerle değil, hastanın şikayetleri ve semptomları göz önüne alınarak yapılmalıdır. Tek başına klinik testlerin güvenilirliği düşüktür. Sakroiliak testlerinin güvenilirliği %25’tir.
Kaynak: Flynn T, Fritz J, et al. A clinical prediction rule for classifying patients with low back pain who demonstrate short-term improvement with spinal manipulation. Spine. 2002;27:2835-2843.
İçindekiler
Sakroiliak Eklem Ağrısı Neden Olur? Sakroiliak Eklem Disfonksiyonu Nedir?
Sakroiliak eklem üç boyutlu bir hareket gerçekleştirir. Hareket aksı boyunca hem öne hem yana hem içe doğru hareket ederek rotasyonel bir hareket gerçekleştirir. Normal durumlarda hareket esnasında bu eklemde üç boyutlu hareketini yapar. Eğer omurga veya pelviste bir yönde hareket kısıtlanmışsa, bu kısıtlılık sakroiliak eklem bölgesinden kaynaklanabilir. Örneğin sakroiliak eklemin öne-sağa-yana yönündeki hareketi kısıtlanmışsa, belden öne eğilme hareketi kısıtlanacaktır. Bu duruma sakroiliak eklem disfonksiyonu denir. Bu kısıtlılık, bölgedeki yapılarda ağrı veya tutukluk hissi olarak yansır. Sakroiliak eklem hareketi çok küçük olduğu için, doğru muayene edilmediği zamanlarda problem bel bölgesinde zannedilebilir.
Sakroiliak ekleminin muayenesinin zorluğu, sahip olduğu biyomekanik özelliğinden kaynaklanır. Vücudumuzdaki çoğu eklemin hareketi tek boyutlu olarak muayene edilebilir. Örneğin, bel bölgesi öne-geriye, sağ-sol gibi tek boyutta değerlendirilebilirken, sakroiliak eklemde bu hareketlerin tamamı tek seferde çıkar. Sakroiliak eklem ileri doğru hareket ederken öne, sağa ve yana doğru eğilirken, geriye doğruda aynı şekilde üç boyutlu, geri, sola ve yana doğru hareket eder. Bu çok yönlü hareket, hareket kısıtlılığını ayırt etmekte zorluklara neden olur. Bu nedenle hasta şikayetleri ve muayene birlikte değerlendirilmesi gerekir.
Sakroiliak Eklem Disfonksiyonu Belirtileri
Bel bölgesinden daha aşağıda, leğen kemiğine doğru ve tek taraflı ağrı şikayeti sakroiliak eklem disfonksiyonunun en belirgin belirtisidir. Ağrı leğen kemiği ile kuyruk sokumu kemiğinin birleştiği bölgede hissedilir. Hastalar öne eğildikleri zaman belin sağ veya sol tarafında disfonksiyona bağlı ağrı veya kısıtlılık kaynaklı tam eğilememe şikayetinde bulunur. Bazıları tam eğilse de o bölgede ağrı veya tutukluk hissederler. Diğer belirtiler
- Uzun süre oturma ile birlikte tek taraflı ağrı
- Ağrının kalçadan aşağıya popo kısmına doğru yayılması
- Ayakta durunca veya ayağa kalkınca ağrının azalması
- Yürüdükçe açılma ve ağrıda azalma
Bu şikayetlerin en önemli özelliği, bel bölgesinde görülen faset eklem dejenerasyonu, bel fıtığı, kas spazmı gibi problemlerle benzer semptom vermesidir. Bu nedenle ağrının kaynağının sakroiliak eklem kaynaklı olduğunu emin olmak için, değerlendirme ile diğer olası problemlerin elimine edilmesi gerekir.
Sakroiliak Eklem Disfonksiyonu Tedavisi Nasıl Yapılır?
Yapılan klinik değerlendirmeler, sakroiliak eklem üzerinde gerçekleşen hareketin hangi yönde kısıtlandığını kısıtlandığını bize anlatır. Kısıtlılığın olduğu yöne doğru yapılan manuel terapi ve PNF teknikleri hareket kısıtlılığının ortadan kalkmasını sağlar. Böylece eklem üzerine binen yükler dağıtılarak, mevcutta bir ödem varsa azalması için uygun ortam sağlanır. Zaman içerisinde eklem içerisindeki ödem azaldıkça şikayetler ortadan kalkar. Bu süreç ortalama 3-4 hafta sürer. Tedavi sıklığı haftada 2 olması yeterlidir. Tedavilerde manuel terapi ve egzersiz mutlaka olmalıdır.
Burada unutulmaması gereken şey manuel terapinin tek başına yeterli olmadığıdır. Manuel terapi ile sakroiliak eklem hareketliliği kazandırılsa dahi beyne bu hareketliliğin tekrar kazanıldığı öğretilmelidir. Böylece vücut normal gündelik yaşamda da sakroilaik eklemi kullanmaya başlar ve sakroiliak eklem hareketinin tekrar kısıtlanmasının önüne geçilir. Bu sayede iyileşmede kalıcı bir kazanım elde edilir ve problemin tekrarlamasının önüne geçilir.
Sakroiliak eklem tedavisinde enjeksiyon tedavisi ağrının %50 azalmasını sağlar ancak tek başına yeterli olmayabilir. Tek başına yeterli olmadığı durumlarda manuel terapi ve egzersiz odaklı fizyoterapi ile süreci yönetmek gerekir. Ayrıca unutulmamalıdır ki sakroiliak eklem disfonksiyonu tek taraflı görülür. İki taraflı sakroiliak eklem problemi olması durumunda hastaların romatolojik muayeneden geçerek kronik bir rahatsızlığa sahip olup olmadıkları değerlendirilmelidir. Özellikle 20-35 yaş arasındaki bireylerde bazı genetik romatolojik problemler bu yaşta ortaya çıkar.
Bunun sonucunda sakroiliak eklem bölgesinde iki taraflı enflamasyon(ödem ve ağrı) oluşur. Bu belirti ortaya çıkmış ve ailede romatolojik rahatsızlık hikayesi varsa genetik geçişkenlik göz önüne alınarak kan testi ve görüntüleme yöntemleri ile değerlendirme yapılmalıdır. Bu rahatsızlıklar 40 yaşından önce ortaya çıktığı için eğer yaşınız 40 üzerindeyse bu konuda endişe etmenize gerek yoktur. Normal fizyoterapi ile şikayetleriniz ortadan kaldırılabilir.