Medial Tibial Stres Sendromu (MTSS), halk arasında ve dijital mecralarda shin splints olarak da bilinir. Bu durum, tibia (kaval kemiği) üzerinde, özellikle orta bölgesinde görülen kemik ödemi ve mikrotravmalar sonucu ortaya çıkar. İleri vakalarda stres kırığı gelişebilir. Genellikle koşucular, ip atlama veya sıçrama içeren sporlar gibi tibia üzerine tekrarlı ve yüksek yük bindiren aktiviteler yapan sporcularda görülür. Temel oluşum mekanizması, antrenman yükünün vücudun kapasitesini aşması sonucu oluşur. Yüklenme doğru planlanmadığında, tibia kemiğinde mikrokırıklar meydana gelir. Bu mikrokırıklar iyileşme fırsatı bulamadığında çevrede ödem oluşur. Ortaya çıkan bu ödem ve doku hassasiyeti, kişinin ağrı hissetmesine ve performans kaybı yaşamasına neden olur. Kısaca, MTSS yanlış planlanan antrenman yükü, yetersiz dinlenme ve uygun olmayan zemin veya ekipman gibi faktörlerin birleşmesiyle ortaya çıkan, tedavi edilmezse stres kırığına ilerleyebilen bir aşırı kullanım yaralanmasıdır.
Medial tibial stres sendromu nedir? Shin splints nedir?
Medial Tibial Stres Sendromu (MTSS), temelde tibia kemiğinde görülen kemik iliği ödemi problemidir. Halk arasında ve dijital mecralarda sıkça shin splints olarak da adlandırılır. “Shin” İngilizcede kaval kemiği anlamına gelir. Bu nedenle yabancılar, kaval kemiğinde görülen bu sorunu shin splints olarak tanımlar. Bizim kaval kemiği ağrısı dememiz gibi yabancılar buna medial tibial stres sendromu gibi tıbbi terim yerine kendi aralarında shin splints olarak isimlendirir. Yani medial tibial stres sendromu ve shin splints farklı sakatlıklar değildir; aynı problemi tarif eden iki farklı terimdir.
Bu sakatlığın gelişmesinin ana sebebi tibiaya binen aşırı yüktür. Normal şartlarda tibia kemiği üzerine gelen dikey yükü rahatlıkla taşıyabilir. Ancak koşu, ip atlama, sıçrama gibi sporlarda dizin bükülü pozisyonda yere temas etmesi durumunda, kemik üzerinde yalnızca dikey değil aynı zamanda makaslama kuvveti oluşur. Makaslama kuvveti, tibianın üst ucunun aşağı doğru, alt ucunun ise yukarı doğru bükülmeye çalışması şeklinde açıklanabilir. Bu zıt kuvvetler kemiğin orta kısmında yoğunlaşarak mikrokırıkların oluşmasına yol açar.
Eğer bu mikrokırıklar iyileşmeye fırsat bulamadan tekrar tekrar antrenmana maruz kalırsa, kademeli olarak ilerler ve medial tibial stres sendromu gelişir. Sporcu bu kaval kemiği ağrısını “hamlık ağrısı” ya da basit bir antrenman ağrısı olarak görüp üzerine giderse, mikrokırıklar büyüyerek stres kırığına dönüşebilir.
Bu nedenle, kaval kemiğinde başlayan hafif bir ağrı bile ciddiye alınmalı ve erken dönemde doğru tedaviyle yüklenme kontrol altına alınmalıdır. Aksi halde basit bir shin splints tablosu ilerleyip ciddi bir stres kırığına dönüşerek sporcunun uzun süre antrenman yapamamasına neden olabilir.
Medial Tibial Stres Sendromu (Shin Splints) belirtileri
Medial Tibial Stres Sendromu (MTSS) belirtileri arasında en sık ve en belirgin olanı, kaval kemiğinin ortasında hissedilen ağrıdır. Bu ağrı özellikle koşu, sıçrama ve merdiven çıkma gibi hareketler sırasında ortaya çıkar ve kaval kemiği ağrısı belirtileri arasında en yaygın olanıdır.
Başlangıç seviyesinde ağrı genellikle yalnızca egzersiz sırasında hissedilir. Özellikle koşarken her adımda, özellikle de engebeli zeminlerde, kaval kemiğinin orta kısmında keskin bir ağrı ortaya çıkabilir. Bu durum, shin splints belirtileri içinde en tipik bulgulardan biridir.
Çoğu zaman bu bölgede belirgin bir şişlik görülmez; ancak tibia kemiğinin yüzeyine dokunulduğunda hassasiyet ve ağrı vardır. Kişi kaval kemiğine bastığında, özellikle sert bastığında, bu hassasiyeti net bir şekilde hisseder.
İlerlemiş vakalarda ağrı yalnızca egzersiz sırasında değil, yürürken veya basit günlük aktiviteler sırasında da ortaya çıkar. Bu seviyede, kişi koşu sonrası bacak ağrısı yaşamanın ötesinde, otururken, gece uyurken ya da bacak bacak üstüne atarken bile sürekli bir zonklama veya hassasiyet hissedebilir.
Bu nedenle, egzersiz sırasında başlayan hafif kaval kemiği ağrısı, özellikle shin splints belirtileri açısından dikkatle değerlendirilmelidir. Erken dönemde önlem alınmazsa durum ilerleyerek kişinin spor yapmasını zorlaştırabilir ve uzun süreli bir sakatlığa dönüşebilir.
Medial Tibial Stres Sendromu Tedavisi
Medial Tibial Stres Sendromu (MTSS) tedavisi, sakatlığın ilerlemesini durdurmak, ağrıyı azaltmak ve tekrarlamasını önlemek için dikkatle planlanması gereken bir süreçtir. Shin splints tedavisi sürecinde en önemli basamak, antrenman yükünü doğru bir şekilde ayarlamaktır.
Eğer kişi istirahatte ya da yürürken bile kaval kemiği ağrısı hissediyorsa, bu durum tibia üzerindeki mikro kırıkların ciddi seviyeye ulaştığını gösterir. Böyle bir durumda spora ara verilmesi gerekir. Çünkü yalnızca spor sırasında değil, kişinin vücut ağırlığı bile tibia kemiği için fazla bir yük haline gelmiştir. Spora ara verildiği bu dönemde, sakatlığın ilerlemesine neden olabilecek D vitamini, K vitamini ve kalsiyum eksiklikleri araştırılmalıdır. Bu amaçla kan tahlilleri yapılır ve eksiklik tespit edilirse, uzman eşliğinde gerekli takviyeler başlanır. Bu, kemiğin iyileşmesini ve güçlenmesini destekleyerek sakatlığın daha hızlı toparlanmasına yardımcı olur.
Ağrı azalmaya başladığında sporcu yeniden antrenmana dönebilir, ancak antrenman yükünün kademeli olarak artırılması gerekir. Buradaki temel prensip %10 kuralıdır. Örneğin kişi 10 kilometre koşabiliyorsa, bir sonraki hafta maksimum 11 kilometre koşmalıdır. Eğer kişi 12-13 kilometre gibi hızlı bir artış yaparsa, kemik dokusu bu yüklenmeye uyum sağlayamaz ve medial tibial stres sendromu ya da farklı sakatlıklar ortaya çıkabilir. Nasıl ki kaslar ve tendonlar antrenmana adapte olmak için zamana ihtiyaç duyuyorsa, kemikler ve bağ dokuları da aynı şekilde zamana ihtiyaç duyar. Bu süreç doğru planlanmazsa shin splints ilerleyerek stres kırığı gibi daha ciddi bir tabloya dönüşebilir.
Tedavi sürecinin bir diğer önemli adımı, koşu ve sıçrama (landing) tekniğinin düzeltilmesidir. Koşu sırasında tibia üzerine binen makaslama kuvvetini azaltmak için özellikle yerle ilk temas anındaki pozisyon doğru ayarlanmalıdır. Topuk vuruşu (heel strike) tekniğine sahip koşucularda bu sendrom daha sık görülür. Bu nedenle topuk vuruşu tekniğinden, ayağın orta kısmı veya parmak ucu ile yere temas ettiği daha sağlıklı bir koşu tekniğine geçiş yapılmalıdır. Bu geçiş, teknik eğitimler ve özel egzersizlerle desteklenir.
Ayak bileği stabilizasyonu, tedavinin bir diğer kritik unsurudur. Eğer ayak bileği dengesiz bir şekilde yere temas ederse, ayağın karşılaması gereken yük tibia kemiğine aktarılır ve bu da kaval kemiği ağrısını artırır. Bu nedenle ayak bileği ne kadar dengeli ve stabil bir şekilde yere temas ederse, tibia üzerindeki yük o kadar doğru dağılır. Ayak bileğini güçlendirmek için baldır kasları (gastroknemius ve soleus), tibialis anterior, peroneal kaslar ve tibialis posterior kasları kuvvetlendirilmelidir. Bu kas gruplarının dayanıklılığının artırılması, sakatlığın tekrar etme riskini büyük ölçüde azaltır.
Ancak bu egzersizler, sakatlık tamamen iyileşmeden önce yapılmamalıdır. Shin splints tedavisi sırasında kişi ağrılı dönemde doğrudan egzersize başlarsa, ağrısı artabilir ve iyileşme süreci uzayabilir. Öncelikle tibia üzerindeki yük azaltılmalı, bölgedeki ödem ve enflamasyon kontrol altına alınmalıdır. Bu dönemde dinlenme, soğuk uygulama ve gerekirse medikal tedavi ön planda olmalıdır. Ayrıca hastaya günlük yaşamda tibia kemiğine nasıl yüklenmemesi gerektiği öğretilir. Örneğin uzun süre ayakta kalmamak, dik yokuşlardan ve merdivenlerden uzak durmak, gerekirse destekleyici tabanlık veya ayakkabı kullanmak bu süreçte önemlidir.
Ödem ve ağrı azaldığında kişi kademeli olarak egzersiz tedavisine başlayabilir. Bu egzersizler, sakatlığın tekrar etmesini önlemeye yönelik koruyucu çalışmalar olarak planlanır. Doğru yüklenme, uygun koşu tekniği ve kas dengesinin sağlanması sayesinde tibia kemiği güçlenir ve sporcunun sakatlık riski azalır.
Sonuç olarak, kaval kemiği ağrısı tedavi sürecinde ilk adım spora ara vermek ve antrenman yükünü azaltmaktır. Daha sonra beslenme eksiklikleri giderilir, antrenman kademeli olarak artırılır, koşu ve iniş teknikleri düzeltilir ve ayak bileği stabilizasyonu sağlanır. Bu adımlar doğru şekilde uygulandığında medial tibial stres sendromu tedavi süreci başarılı olur ve sporcunun sakatlığı tekrarlama riski büyük ölçüde azalır.
Erken dönemde doğru müdahale edilmezse shin splints ilerleyip stres kırığına dönüşebilir ve sporcunun spora dönüş süresini aylarca geciktirebilir. Bu nedenle belirtiler başladığında vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmak ve kişiye özel bir tedavi planı oluşturmak büyük önem taşır.