Çocuk Gelişimi
Çocukluk dönemi fiziksel gelişim olarak kişinin yetişkin hayatı boyunca kullanacağı bedeninin geliştiği dönemdir. Bu dönemde fiziksel gelişim yalnızca genetik odaklı bir şekilde ilerlemez, çevresel faktörlerden büyük oranda etkilenir. Genetiğimiz, sırası gelince ortaya çıkan gelişmelerin açığa çıktığı bir dizi kodlar değildir. Aksine genetiğimiz bizim fiziksel gelişim potansiyellerimizi barındırır. Yani genetiğimizde onlarca farklı fiziksel beden kombinasyonumuz vardır. Hangi fiziksel bedene sahip olacağımızı da çocukluk döneminde maruz kalınan çevresel etkiler belirler.
Çocukluk çağı çeşitli kaynaklarda çeşitli şekilde sınıflandırılmıştır. Bunlardan en çok kabul gören sınıflandırma şu şekildedir.
Bebeklik dönemi ( 0-2 yaş )
Oyun dönemi (2-6 yaş )
Okul dönemi ( 7-11 yaş )
Ergenlik dönemi (12-18 yaş )
Genç Yetişkin Dönemi (18-22 Yaş)
Fiziksel gelişim için en önemli çağ hangi dönemdir diye sorulsa büyük çoğunluk ergenlik dönemi diyecektir. Bu cevap, içerisinde kısmi doğruluk payı içermesine rağmen en doğru cevap değildir. Fiziksel gelişimde ergenlik dönemi son dönemdir. Ergenlik döneminde çocuklar ellerinde olan becerileri kullanarak fiziksel gelişimlerini sürdürürler. Çocukların ergenlik dönemine ne kadar hazır girdikleri, ergenlik dönemindeki fiziksel gelişimlerinin yönünü belirler. Oyun dönemi ile Okul dönemi çocuğun fiziksel gelişimi için altın çağdır. Bu döneme bilimsel literatürde “Window of Opportunity” denir. Çocuğun bu dönemlerde kazandığı beceriler, onların hayat boyu taşıyacakları kendilik algısını oluşturur.
Çocukların ben becerikliyim, ben yetenekliyim, ben yeterliyim, ben başarılıyım gibi kişiliklerine dokunan kendilik algıları oyun ve okul döneminde oluşur. Bu dönemlerde çocuklar belirli motor becerileri kazanmalıdırlar. Bu motor becerilere “Fundamental Motor Skills” yani Temel Motor Becerileri denir. Bu motor becerileri yaşı geldiği halde kazanmamış olan çocuklar, akranlarına kıyasla oyunlarda geride kalır.
Örnek üzerinden anlatılırsa daha iyi anlaşılacağını düşündüğüm için şimdi bir örnek ile yola çıkalım. 8 yaşında kendisine atılan topu yakalayamayan bir çocuk olduğunu düşünelim. Bu çocuk arkadaşları ile oynayacağı toplu oyunlarda, top hakimiyeti olmadığı için başarısız olacaktır. Bu da çocuğun kendini toplu oyunlarda yetersiz hissetmesine neden olacaktır. Daha sonra da bu algı çocuğun kişiliğine yerleşip, ben toplu oyunları oynayamıyorum kabulüne sahip olmasına neden olur. Bu da ileriki yaşlarda çocuğun toplu sporlara karşı ilgisinin azalmasına yol açar. Bir spora karşı içsel motivasyon geliştirmeyen çocuk da spor alışkanlığı edinmeyecektir. Ergenliğe girdiğinde toplu sporlara karşı ilgisi olmayan veya kendisinin başarısız olacağını hisseden çocuk, ergenlik döneminde de bu sporları yapmak istemeyecektir. Bütün bunların sonucunda ergenlik dönemini sporsuz geçiren çocuk, fiziksel gelişimini sağlayacak, genetik potansiyellerini uyaracak kadar yeterli miktarda spor yapmayacak ve ergenlik dönemini verimsiz geçirecektir. Bu da genetik potansiyelini açığa çıkaramamasına yol açacaktır.
İşte bütün bu zincirmele davranışsal reaksiyonları önlemek için çocukların ergenlik öncesinde temel motor becerileri kazanması gerekmektedir. Temel motor becerileri kazanmanın en güzel yolu oyun oynayarak bu becerileri kazandırmaktır. Burada yapılan en büyük yanlış ise çocukları kronolojik yaşa göre sınıflandırmaktır. Bütün 7 yaşındaki çocuklar aynı değildir. Her biri farklı genetiğe, her biri farklı bir çevreye sahiptir. Bu nedenle her biri farklı yollardan gelerek 7 yaşına gelmiş ve farklı becerileri vardır. Çocuklar fiziksel yaşına göre değil, oyun gruplarına motor gelişim basamağına göre sınıflandırılarak alınmalıdır.
Çocukların motor gelişimleri çeşitli testler ve bireysel değerlendirmelerle ölçülebilir. Çocukların o yaşa kadar hangi becerilerinin geliştiği, hangilerinin geri kaldığı ve hangilerinin geliştirilebileceği bu testlerle öğrenilebilir. Testlerden sonra eğer çocuğun geri kalmış ve hemen kazanabileceği becerileri varsa birebir gelişim terapisi desteği ile bu eksiklikleri tamamlanabilir. Örneğin yukarıdaki gibi 8 yaşına gelmiş ve top yakalama becerisi gelişmemiş olan çocuk gelişim terapisi ile 5-10 seans içersinde top yakalama becerisi edinip, akranları ile oyunlara katılabilir. Daha sonra 6 aylık veya yıllık testlerle gelişim süreci takibe alınıp ergenlik dönemine kadar bu gelişimin optimum şekilde devam ettiği takip edilir.
Çocukların psikomotor gelişimi takip altına alınması çocukların hayat boyu kullanacağı bir artı değer kazanmalarını sağlar. Dahası, kazanabilecekleri veya elde edebilecekleri potansiyelleri tamamen kazanır ve böylece yaşayabilecekleri hayatlar içerisinde en iyisini yaşama fırsatını elde ederler.
Bizimle iletişime geçmek için tıklayın.